
Frontend Dünyasında Mikro-Frontend Mimarisi Neden Yükselişte?
Teknolojik gelişmelerin ve kullanıcı beklentilerinin artmasıyla birlikte, uygulamaların karmaşıklığı ve boyutları da giderek büyüyor. Bu durum performans, bakım ve ölçeklenebilirlik konularında önemli zorluklar oluşturmaktadır. Mikro-frontend mimarisi bu aşamada devreye girer. Bu mimari model, büyük web uygulamalarını daha küçük, yönetilebilir ve bağımsız bölümlere bölerken, geliştirme sürecini basitleştirir ve uygulamanın genel performansını iyileştirir. Geleneksel monolitik yapılar için bir alternatif olan mikro-frontend, büyük ve dinamik ekiplerle çalışan organizasyonlara da çözüm sunmaktadır.
Mikro-Frontend Nedir?
Mikro-Frontend, büyük ve karmaşık yazılımların yönetimini basitleştirmek, bakım sürecini hafifletmek ve ekiplerin üzerinde çalışabileceği daha küçük ve özerk birimlere bölmek amacıyla kullanılır. Bu sayede, her birimin kendi üzerinde çalıştığı parça üzerinde tam kontrol sağlaması ve diğer birimlerden bağımsız olarak hızlıca geliştirebilmesi mümkün olmaktadır.
Mikro-Frontend'ın standart frontend mimarisi ile arasındaki farklardan biri, parçalara ayrılıp dağıtılabilme kapasitesidir. Geleneksel frontend mimarisinde tek blok şeklinde çalışırken, mikro-frontend modelinde her bir bileşenin bağımsız olarak işlev görmesi ve test edilebilmesi mümkündür.
Mikro servis mimarisi ile olan bağlantısı ise her iki yaklaşım da büyük sistemleri daha küçük, yönetilebilir ve ölçeklenebilir hizmetlere ayırma prensibine dayanmaktadır. Mikro servisler backend tarafında bu ilkeyi uygularken, mikro-frontend ise aynı mantığı kullanarak frontend'ı küçük parçalara böler.
Mikro-Frontend Mimarisi Günümüz Teknolojisinde Neden Popüler?
Mikro-Frontend mimarisi, günümüz teknolojisinin en popüler trendlerinden biri haline gelmiştir. Mikro-frontend yaklaşımı, kurumsal projelerde karşılaşılan temel sorunlara yanıt verir niteliktedir.
Takım Bazlı Geliştirme Avantajları
Mikro-Frontend Mimarisi, geliştirme sürecinde yer alan ekiplerinin belirli işlevsel alanlara odaklanmasına izin verir. Dağıtılmış yapı, ekip üyelerinin aynı anda çeşitli özellikler üzerinde çalışmasını sağlar ve proje süreçlerini hızlandırır.
Bağımsız Deploy Edilebilirlik
Mikro-frontend'ın ayrı ayrı deploy edilebilmesi, geniş bir uygulamanın tek bir parçasının değiştirilmesi gerektiğinde bütün sistemin yeniden başlatılması gerekliliğini ortadan kaldırır. Hizmet kesintilerini azaltır ve daha hızlı güncellemeler yapmayı mümkün kılar.
Daha Çevik Projelere Zemin Hazırlaması
Mikro-frontend, projelerin daha çevik olmasına yardımcı olur. Geliştirme süreci boyunca yapılan değişiklikler kolaylıkla yönetilebilir ve test edilebilir hale gelir. Aynı zamanda herkesin üzerinde anlaştığı bir teknoloji yığınına bağlı kalmadan dikkate alınması gereken farklı kullanıcı deneyimleri ve ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt verme olanağı da tanır.
Mikro-Frontend Mimarisinin Zorlukları Neler?
Her yenilik gibi mikro-frontend'ın da beraberinde getirdiği bazı zorluklar vardır.
Versiyonlama ve Bağımlılık Yönetimi
Mikro-frontend mimarisi, farklı ekipler tarafından geliştirilen çeşitli modüllerin bir arada çalışmasını gerektirir. Bir arada çalışma modeli versiyonlama ve bağımlılık yönetimini zorlaştırabilir. Her ekibin kendi modülünü bağımsız olarak güncellemesi durumunda, uyumsuz versiyonlar veya bağımlılıklar nedeniyle sistem genelinde sorunlar yaşanabilir.
Performans Yönetimi
Her mikro-frontend'in ayrı ayrı yüklenmesi ve çalıştırılması, performans üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Bu durum fazla HTTP isteği ve dolayısıyla daha uzun yükleme süreleri anlamına gelir. Farklı mikro-frontends'ler arasında kod tekrarının azalması da performansı olumsuz etkileyebilir.
Ortak Stil ve UX Tutarlılığı
Farklı ekipler tarafından geliştirilen mikro-frontends'lerin ortak bir stil ve UX tutarlılığını sağlamak zor olabilir. Bu, marka kimliğinin korunması ve kullanıcıların tutarlı bir deneyim yaşaması açısından önemlidir. Ekipler arasındaki iletişimin eksikliği veya belirsizlikler, stil ve UX tutarlılığının bozulmasına yol açabilir.
Mikro-Frontend ile Uyumlu Ekip Kültürü Kurmak
Mikro-frontend uygulamalarının başarılı olabilmesi için ekibin bu alanda uyumlu bir kültür oluşturması gerekiyor. Süreç, her ekip üyesinin mikro-frontend mimarisini anlaması ve desteklemesiyle başlar.
İlk olarak, herkesin anladığı ve kabul ettiği net bir teknoloji standardı belirlenmelidir. Standart, uygulamanın nasıl yapılandırılacağına dair genel bir çerçeve sunan nitelikte olmalıdır.
Ekip üyeleri arasında düzenli toplantılar yaparak, projenin genel hedeflerine ulaşma konusunda ortak bir fikir edinilmesi sağlanmalıdır.
Ekip üyelerinin mikro-frontend'in ayrık doğasını benimsemesi de önemlidir. Her birey veya alt takım, belirli frontend parçalarından sorumlu olmalı ve bunları bağımsız olarak yönetilmelidir.
Mikro-frontend teknolojisi üzerine düzenli seminerler ve eğitim çalışmaları düzenleyerek, ekip üyelerinin gelişimini teşvik edebilirsiniz.
Projelerinizi mikro-frontend mimarisi kullanarak daha ileri bir seviyeye çıkarmak için Doğuş Teknoloji'nin Ar-Ge merkezi ile tanışın!